İkinci El Aracını Satanlar Aracın Hasarı Karşılığında Tazminat
Araçlarını satmak isteyenleri tedirgin eden bu kayıtlardan dolayı araçlarını piyasa değerinin altında satmak zorunda kalanlar, uğradıkları zararı sigorta şirketinden talep edebilir. Hasar kaydından doğan maddi kayıp için sigorta şirketine dava açılarak ‘araç değer kaybı tazminatı’ almak mümkün. Diğer taraftan ‘araç değer kaybı tazminatı’ hakkından çoğu araç sahibi haberdar değil.
Kazalı araç satın almayı kimse istemez, alacaksa da daha uygun fiyata alabilmeyi ister. Bu nedenle kaza yapan araçların masrafları sigorta ve kasko firmaları tarafından karşılansa da, bu durum araçların plakalarına işleniyor. Hasar kayıtları satış sırasında araç sahiplerini maddi zarara uğratıyor, alıcılara bir anlamda avantaj sağlıyor.
Hasar kaydına işlenen her bir kaza, aracın satışı yapılırken fiyatını düşüren etkenler arasında yer alıyor. Buna karşın zararın, karşı tarafın sigorta şirketinden talep edilebileceği pek bilinmeyen bir hak olmaya devam ediyor. Zararın tazmininde kusur oranı esas alınarak değer kaybına neden olan sürücü, kusursuz olduğunu ispat ettiği takdirde tazminat ödemekten kurtulabiliyor.
Aracı zarar gören kişi, karşı tarafın sigorta acentesine zararının tazmini için yazılı başvuruda bulunuyor ve süreç başlıyor. Sigorta acentesinin başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruya yazılı olarak cevap vermemesi ya da talebi karşılamaması durumunda dava açılarak sürece devam edilebiliyor.
Araç değer kaybı tazminatı, aracın kaza yapmadan önceki ikinci el değeri ile kaza yaptıktan sonraki ikinci el değeri arasındaki farka tekabül ediyor. Kazadan önce aracın değeri, modeli, kilometresi, üretim yılı ve hasar oranı dikkate alınıyor. Aracın kazalı ve kazasız piyasa değeri bulunarak aradaki fark hesaplanıyor. Ortaya çıkan miktar değer kaybı kabul edilerek sigorta şirketi tarafından ödeniyor.
Araç değer tazminatının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ‘Zamanaşımı’ başlığı altında düzenlenen 72/1. Maddesi’ne göre, 2 ile 10 yıl arasında zaman aşımına uğruyor. Zarar görenin zararı, kazanın kusurlu tarafının kimliğini öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ya da kazanın gerçekleştiği tarihten başlayarak on yıl içerisinde ödenebiliyor. Bu sebeple süreye dikkat etmek ve hak talebinde geç kalmamak gerekiyor.
Hasar kaydı fiyat düşürüyor
Kazalı araç satın almayı kimse istemez, alacaksa da daha uygun fiyata alabilmeyi ister. Bu nedenle kaza yapan araçların masrafları sigorta ve kasko firmaları tarafından karşılansa da, bu durum araçların plakalarına işleniyor. Hasar kayıtları satış sırasında araç sahiplerini maddi zarara uğratıyor, alıcılara bir anlamda avantaj sağlıyor.
Hasar kaydına işlenen her bir kaza, aracın satışı yapılırken fiyatını düşüren etkenler arasında yer alıyor. Buna karşın zararın, karşı tarafın sigorta şirketinden talep edilebileceği pek bilinmeyen bir hak olmaya devam ediyor. Zararın tazmininde kusur oranı esas alınarak değer kaybına neden olan sürücü, kusursuz olduğunu ispat ettiği takdirde tazminat ödemekten kurtulabiliyor.
Süreç nasıl ilerliyor?
Aracı zarar gören kişi, karşı tarafın sigorta acentesine zararının tazmini için yazılı başvuruda bulunuyor ve süreç başlıyor. Sigorta acentesinin başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruya yazılı olarak cevap vermemesi ya da talebi karşılamaması durumunda dava açılarak sürece devam edilebiliyor.
Araç değer kaybı tazminatı, aracın kaza yapmadan önceki ikinci el değeri ile kaza yaptıktan sonraki ikinci el değeri arasındaki farka tekabül ediyor. Kazadan önce aracın değeri, modeli, kilometresi, üretim yılı ve hasar oranı dikkate alınıyor. Aracın kazalı ve kazasız piyasa değeri bulunarak aradaki fark hesaplanıyor. Ortaya çıkan miktar değer kaybı kabul edilerek sigorta şirketi tarafından ödeniyor.
Geriye dönük başvurular mümkün
Araç değer tazminatının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ‘Zamanaşımı’ başlığı altında düzenlenen 72/1. Maddesi’ne göre, 2 ile 10 yıl arasında zaman aşımına uğruyor. Zarar görenin zararı, kazanın kusurlu tarafının kimliğini öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ya da kazanın gerçekleştiği tarihten başlayarak on yıl içerisinde ödenebiliyor. Bu sebeple süreye dikkat etmek ve hak talebinde geç kalmamak gerekiyor.
